Ekonomi ve İstatistiksel Düşünmenin Önemi

ALİCAN ÖZER

Dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik sistem krize girdikçe kamusal alandaki “gümbürtü ve dedikodular”da giderek artıyor. Bu sonuçsuz çabaları “gümbürtü ve dedikodu” olarak nitelendiriyorum çünkü bilen yapar değerli okuyucular, bilmeyense bolca konuşur. Nereden gelip, nereye gittiği belli olmayan, düşüncelerinin temellendirmesi noktasında kendilerinin bile emin olmadığı binlerce yorumcu her gün televizyonlardan, gazetelerden, sosyal medyadan ekonomi hakkında konuşup duruyor. Herkesin dilediği gibi konuşması ve kamusal alanda konuşma özgürlüğünün olması önemli ancak temeli sağlam olmayan düşünceler toplumsal alanda kuru gürültüden öteye gitmiyor. Bu konuşulanların büyük çoğunluğu evine ekmek götüremeyen bir insanın yaralarına çare olamadığı gibi, acıya sebep olan gerçeklerin önüne perde çekmekten başka bir işe yaramıyor.

ORTA ÇAĞ GERÇEKTEN KARANLIK MI?

Bilim genellemelerle yol alır. Ancak günümüz dünyası arkası getirilmeyen genellemelerle dolu. Mesela bunlardan biri, bugünün dünyasını bilimsel ve düşünsel olarak çok ilerlemiş sayıp Orta çağ dönemini karanlık olarak görmektir. Oysaki Orta çağ olarak adlandırılan dönem, büyük ölçüde ardından gelecek Aydınlanma’ya önemli katkılar sağlayan bir dönem olmuştur. Orta çağ fiziksel gerçekliğin bilgisinin araştırılmasına en çok ilgi duyulan zamandır. Çünkü Orta çağ’da sesi çok çıkanlar “fiziksel gerçekliğin gözlenebilir olmadığını” iddia edenlerdi. Ancak büyük bilimsel ve toplumsal devrimler tam da bilim insanlarının, toplumların bir kriz içine düştüğü zamanlarda, serbest düşüncenin yasaklandığı ortamda ortaya çıkmıştır. Orta çağ boyunca Aristoteles’in ortaya koymuş olduğu fiziksel gerçek en doğru gerçek olarak kabul ediliyordu. Bu dönemde araştırmacıların, düşünürlerin bir türlü devrim yapamamalarının sebebi, söz konusu kişilerin kendilerini Aristoteles sistemine adamış olmalarından kaynaklanmaktaydı. Bu dönemin Aristoteles takipçilerinin bütünlüklü bir Aristoteles eleştirisi yapması mümkün değildi. Çünkü onu takip edenlerin Aristoteles’i eleştirmeye çok az hevesleri vardı. On dördüncü yüzyılın skolastikleri (Aristoteles’in bilimsel dizgesini kiliseyle uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan ortaçağ felsefesi) kozmolojide ve fizikte ilgi çekici, önemli varsayımsal sonuçlar ortaya koydular. Vardıkları sonuçları fiziksel gerçekliğe uygulayabilseler Aristoteles fiziğini yıkıma da uğratabilirlerdi. Ancak fiziksel gerçekliğe ulaşılamayacağını düşünmeleri onları böylesi bir devrimden alıkoydu.

Fizik’te Aristotelesçi geleneğe Kopernik’e gelinceye kadar meydan okuyan bir paradigma oluşturulamadı. Kopernik devriminin en önemli inancı “insanın fiziksel gerçekliğin bilgisine ulaşabileceği” düşüncesiydi. Kopernik sisteminin üzerinde herkesin anlaştığı basitliği ve açıklama gücü sistemin gerçeği yansıttığı yönünde bir haklılığı ortaya koyamazdı. Çünkü skolastiklere göre Tanrı bu olması mümkün olmuş dünyayı basit olmaktan çok karmaşık yapabilirdi ve insan aklı bu bilgiye erişmede yetersiz kalabilirdi. Kopernik döneme hâkim olan kötümser düşünceleri bir kenara bırakarak, aklına dünyanın yapısını yeniden düşünme izni vererek, daha sade bir kozmoloji modeli kurdu. Modelin basit olması onun için fiziksel gerçeğin algılanması açısından da bir güvence yaratıyordu. Bilim devriminin ana maddesi işte tam da buydu. Basitlik!

EKONOMİ’DE BİLİMSEL YÖNTEMİN ÖNEMİ

Bu noktada ekonomi ve istatistik arasındaki bağı kurabilmek için ardından bolca dua ettiğim, iyi ki bu dünyadan geçti dediğim, 2013 yılında yitirdiğimiz George E. P. Box’ın 1976’da kaleme aldığı “İstatistik ve Bilim” (Science and Statistics) makalesinden sizlere bahsetmek istiyorum. Onunla ilk defa Gazi Üniversitesi İstatistik bölümünde eğitim alırken Prof. Dr. Mustafa Y. Ata sayesinde tanıştım. Box’ın istatistiksel bilgiyi hem yücelten hem de eleştiren tarzı, en beğendiğim yanı olmuştur. Box, bu önemli makalesinde ilk olarak bilimsel yöntemin niteliklerini tanımlamaya çalışıyor. Box, bilimsel yöntemin niteliklerini tanımlarken, yeterli esneklik, tutumlu ancak etkin bir model tasarlama, model yetersizlikleri konusunda yerinde kaygı duyma ve matematiği ustaca ama kararında kullanma yeteneğinin önemine vurgu yapıyor.


Box’a göre bilim ne yalnızca bir kuramsal kurguyla ne de pratik gerçeklerin başıboş birikimiyle değil; daha çok kuramla, uygulama arasında yönlendirilmiş bir iterasyonla (tekrar eden) bilgiye ulaşılan bir araçtır. Eldeki gerçekler geçici bir kurama yol açar. Bu geçici kuramdan yapılan tümdengelimlerin bilinen gerçeklerle uyumlu olmadığı görülebilir. O zaman bu uyumsuzluklar, düzeltilmiş ya da bazı durumlarda farklı bir kuramı savunmayı gerektirir. Bu böylece sürer. Ayrıca Box, etkin bilimsel iterasyonun, geribesleme gerektirdiğini ifade eder. Bu geribesleme döngüsünde bizi bilgilendirecek olan kuşkusuz hata sinyalidir. Yani olacak olanla, gerçek olan arasındaki farktır. İyi bir bilimci böyle hataları arama, bulma ve onlardan yararlanma cesaretine sahip olmalıdır. Yani kendi yarattığı modele âşık olmamalıdır.

Box’a göre kurulacak tüm modeller yanlıştır. Tüm modeller yanlış olduğundan, bilimci ince ayrıntılara girerek “doğru” bir modele ulaşamaz. Bilimci yalın ama olguyu canlandıran modeller tasarlamalıdır. Tüm modeller yanlış olduğundan, bilimci yanlışa karşı da uyanık olmalıdır. Kendi yarattığı- savunduğu modele âşık olmak ve yanlışı kabul etmemek ne kadar da Türkiye siyaseti için tanıdık geliyor…

MATEMATİK BİLMEDEN GELİŞMEK MÜMKÜN DEĞİL

Matematik ekonominin anadilidir. Ancak salt matematikçi pratik sorunlarla ilgilenmez. Ekonomi, pratik sorunlara eğilir. Matematiği; fizik, ekonomi ve istatistik gibi konulara uygularken gerçek dünya hakkında hatalı olduğunu bildiğimiz ancak yine de yararlı olabileceğine inandığımız geçici sayıltılar yaparız. Örneğin, İstatistikçi bilir ki doğada ne normal dağılım vardır ne de düzgün bir doğru, yine de gerçekte olmayan normallik ve doğrusallık sayıltıları ile gerçek dünyada gözlenenlere yeterince yakın olan sonuçları genellikle elde edilebilir. Mantıksal sonuçları elde etmek bir istatistikçi için önemlidir ancak buradan elde edilen sonuçlar doğal gerçeği betimleyemez. Bu yüzden geliştirdiğimiz bir istatistiksel tekniği onu kullanmadıkça yararlı olup olmadığını bilemeyiz. Bu noktada araştırmacının matematiksel zekâsı, geçici varsayımların mantıksal sonuçlarının türetilmesine ve pratik gerçeklerle karşılaştırmasına olanak verecektir. Yani Türkiye’de uygulanan ekonomik modellerin, pratik gerçeklerle arasındaki farkı eleştirel bir çerçeveye oturtmak bile matematik dilini iyi kullanmayı gerektirir. Türkiye’de bu tip eleştirileri çok az görüyoruz.


YENİ KOPERNİK’LERE İHTİYAÇ VAR

Bilimsel bilgi üretmek zorlu ve sancılı bir yoldur. Dünyanın görmüş olduğu en değerli zekâlardan biri olan Box’ın yöntemini incelediğimizde, siyasetçilerin ve uzmanların ekonomi hakkında konuştuğu konularda kendinden çok emin olmalarına şaşıp kalıyoruz. Görünürlüğün ve imajların kutsandığı dünyamızda en kolay olanının konuşmak ve ajitasyon olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Ancak 21. Yüzyılda gümbürtü ve dedikodular arasında kaybolan gerçekliği aramak bütün gerçek araştırmacıların sorumluluğudur. Ortaçağ’da tıpkı Aristoteles paradigmasına saplananlar içinden çıktığı gibi, ekonomi alanında da yeni Kopernik’ler çıkmalıdır. İçinde yaşadığımız sistem karar vericilerin çevresinde sermaye sahiplerinin ya da onların temsilcilerinin yer almasına izin veriyor. Onların da Ortaçağ’daki misyoner rahiplerden bir farkı yok. Ancak aramızda “bilimsel yöntemin yolundan yürüyen” insanların da olduğunu, seslerini duyuramadıklarına inancım tamdır. Gün gelir gerçek ve devrimci düşünceler, tüm katılaşmış kurumları yıkar ve yeni bir kurumsallık yaratır. Ülkemizin gerçekten “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirebilmesinin tek yolu bilimsel yöntemin yolundan yürümektir. Ülkemizde herkes için “iyi” yaşamın yolu güçlü bir ekonomi, çağa uygun akılcı politikalardan geçmektedir. Türkiye’nin geleceğini kurtarmak isteyenler artık konuşmaktan çok akılcı yöntemlerle “yapmaya” odaklanmalıdır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: